le hedeynâ-kum - elbette biz sizi hidayete erdirdik

  
Abdulbaki Gölpınarlı Hepsi de toplanıp Allah'ın tapısına çıkar; zayıflar, ululanan büyüklere şüphe yok ki derler, biz size uymuştuk, Allah'ın azâbından bir kısmını olsun bizden defedebilir misiniz? Onlar da Allah bizi doğru yola sevketseydi biz de size doğru yolu gösterirdik derler, artık ağlayıp sızlasak da bir bizim için, sabredip katlansak da; sığınacak hiçbir yerimiz yok.
Abdullah Parlıyan Ve o yargı gününde, insanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkacaklar; işte o zaman zayıf olanlar, bir vakitler büyüklük taslamış olanlara derler ki: “Doğrusu bizler size uymuştuk. Allah'ın azabından bir kısmını olsun bizden defedebilir misiniz?” Onlar da: “Allah bizi doğru yola sevketseydi, biz de size doğru yolu gösterirdik” derler. “Artık ağlayıp sızlasak da, hakettiğimiz azaba katlansak da bizim için sonuç aynıdır, sığınacak hiçbir yerimiz yok” derler.
Adem Uğur (Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin tâbilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da diyecekler ki: "(Ne yapalım) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur."
Ahmed Hulusi Hepsi Allâh için, her yönleriyle, topluca ortadadırlar! Zayıflar, büyüklük taslayanlara: "Gerçekten biz, size tâbi olanlar idik. . . (Şimdi) Allâh'ın azabından bir şeyi bizden savabilir misiniz?". . . (Büyüklenenler) dediler ki: "Eğer Allâh bize hidâyet etseydi, elbette biz de size hidâyet ederdik. . . (Şimdi) sızlanıp feryat etsek de yahut sabretsek de bize eşittir. . . (Zira) bizim kaçış yerimiz yoktur. "
Ahmet Tekin Kıyamet günü, insanların hepsi kabirlerinden fırlayarak mahşere, Allah’ın huzuruna çıkacaklar. Zavallılar, zayıflar, büyüklük taslayan zorba iktidar sahiplerine:'Bizler size tâbi olmuştuk. Şimdi siz Allah’ın azâbının, ondan bir parça bir şeyin bize uygulanmasını engelleyebilir misiniz?' diyecekler. Onlarsa:'Allah bizi hidayete erdirme lütfunda bulunsaydı, biz de sizi doğru yola sevkederdik. Şimdi sızlansak da, sabretsek de birdir. Bugün azaptan kaçarak sığınacak bir yer yoktur.' derler.
Ahmet Varol Hep birlikte Allah'ın huzuruna çıkarlar. Zayıflar büyüklenenlere derler ki: 'Biz size uymuştuk. Şimdi siz Allah'ın azabından bir şeyi bizden savabilir misiniz?' Onlar da şöyle derler: 'Allah bizi doğru yola eriştirseydi şüphesiz biz de sizi doğru yola yöneltirdik. Şimdi sızlansak da katlansak da bizim için birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yok!'
Ali Bulaç Onların tümü toplanıp (kıyamette) Allah'ın huzuruna çıktılar da zayıflar (müstaz'aflar) büyüklük taslayanlara (müstekbirlere) dedi ki: "Şüphesiz, biz size tâbi idik; şimdi siz, bizden Allah'ın azabından herhangi bir şeyi önleyebiliyor musunuz?" Dediler ki: "Eğer Allah bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi yakınsak da, sabretsek de farketmez, bizim için kaçacak bir yer yoktur."
Ali Fikri Yavuz Kıyamet gününde hepsi Allah’ın huzuruna çıkıp, bayağı ve düşük fikirli kimseler, bağlı oldukları önderlerine şöyle derler: “- Biz sizin bağlılarınızdık. Şimdi siz, üzerimizden Allah’ın azabından zerrece bir şey kaldırabiliyor musunuz?” Önderleri de derler ki” -Eğer Allah bize hidayet verseydi, muhakkak biz de size doğru yolu gösterirdik. şimdi sızlansak da, sabretsek de bizim için fark yok, bize hiç bir kurtuluş yok...”
Ali Ünal (Kıyamet Günü bütün nesiller) Allah’ın huzuruna çıktığında, (dünyada iken) zayıf görülenler, karşılarında üstünlük taslayan ve onlara zulmedenlere şöyle derler: “Dünyada biz size tâbi idik. Acaba şimdi bize bir faydanız olur da, Allah’ın azabı karşısında bizden en ufak bir şey savabilir misiniz?” Diğerleri, şöyle karşılık verirler: “Eğer Allah bize hidayet vermiş olsaydı, biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi artık sızlansak da sabretsek de bizim için hiçbir şey değişmeyecektir; kaçıp sığınacağımız herhangi bir yer de yok.”
Bayraktar Bayraklı Hepsi toplu halde Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: “Biz size uyduk. Şimdi siz bizden, Allah'ın azabından herhangi bir şey savabilir misiniz?” Büyüklük taslayanlar diyecekler ki: “Allah bize yol gösterseydi, biz de size yol gösterirdik. Artık şimdi sızlansak da sabretsek de bizim için birdir, kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur!”
Bekir Sadak Insanlarin hepsi Allah'in huzuruna cikarlar; gucsuzler, buyukluk taslayanlara: «Dogrusu biz size uymustuk, Allah'in azabindan bizi koruyabilecek misiniz?» derler. Cevap olarak: «Allah bizi dogru yola eristirseydi biz de sizi eristirirdik. Artik sizlansak da sabretsek de birdir, cunku kacacak yerimiz yoktur» derler. *
Celal Yıldırım Bunların hepsi Allah'ın huzuruna çıkıp toplanırlar; zayıflar, o büyüklük taslayıp (Allah'a imânı) gururlarına yediremiyenlere derler ki: «Doğrusu bizler size uymuştuk (uydunuz olmuştuk). Allah'ın azabından az bir şey olsun savıp bizi ondan koruyabilir misiniz ?» Onlar, «ne yapalım, Allah bizi doğru yola eriştirseydi, biz de sizi doğru yola eriştirirdik. Şimdi artık bizler sızlansak da, sabretsek de birdir. Bizim için kaçıp sığınacak bir kurtuluş yoktur» derler.
Cemal Külünkoğlu (Kıyamet gününde) tüm insanlar Allah'ın huzuruna çıkacak ve güçsüzler, büyüklük taslayanlara: “Şüphesiz biz size uymuştuk. Şimdi siz, Allah'ın bize vereceği azabın herhangi bir bölümünü başımızdan savabilecek misiniz?” diyecekler. Onlar da diyecekler ki: “Eğer Allah bizi doğru yola iletseydi, biz de sizi doğru yola erdirirdik. Şimdi feryat etsek de, sabretsek de fark etmez. Çünkü kaçıp sığınabileceğimiz bir yer yoktur.”
Diyanet İşleri (eski) İnsanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkarlar; güçsüzler, büyüklük taslayanlara: 'Doğrusu biz size uymuştuk, Allah'ın azabından bizi koruyabilecek misiniz?' derler. Cevap olarak: 'Allah bizi doğru yola eriştirseydi biz de sizi eriştirirdik. Artık sızlansak da sabretsek de birdir, çünkü kaçacak yerimiz yoktur' derler.
Diyanet Vakfi (Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: «Biz sizin tâbilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?» Onlar da diyecekler ki: «(Ne yapalım) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur.»
Edip Yüksel Hepsi ALLAH’ın huzuruna durduklarında. Zayıflar, büyüklük taslamış olanlara: “Biz sizin izleyicileriniz idik. Bizi ALLAH’ın azabından bir parça kurtarabilir misiniz?“ dediler. Onlar da: “ALLAH bize bir yol gösterseydi biz de size gösterirdik. Artık sızlansak da dayansak da bizim için birdir, kaçıp kurtulacak bir yerimiz yok.”
Elmalılı Hamdi Yazır Bir de hepsi toplanarak Allahın huzuruna çıkmışlardır, zuafâ kısmı büyüklük taslıyanlara, şöyle demektedirler: bizler sizlere tabi' idik, şimdi siz, bizden Allahın azâbından zerrece bir şey def' edebiliyor musunuz? Eğer, demişlerdir: Allah bize hidayet verse idi elbette sizi hidayeti erdirirdik, şimdi bizler sızlansak da sabretsek de müsavîdir, bizim için kurtuluş yok
Erhan Aktaş Hepsi, Allah’ın huzuruna çıkacaklar. Güçsüz olan kimseler, büyüklük taslayanlara: “Gerçekten biz size uyan kimselerdik. Şimdi siz, Allah’ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?” diyecekler. Onlar: “Eğer Allah bize bir yol gösterseydi biz de kesinlikle size yol göstericiler olurduk.1 Sabretsek de sabretmesek de bizim için birdir. Bizim için kaçacak bir yer yoktur.” dediler.

1- Suçlarını kabul etmeyerek; yanlış yolda olmalarının sorumlusu olarak Allah’ı gösteriyorlar.
Gültekin Onan Onların tümü toplanıp (kıyamette) Tanrı'nın huzuruna çıktılar da zayıflar (müstaz'aflar) büyüklük taslayanlara (müstekbirlere) dedi ki: "Şüphesiz, biz size tabi idik; şimdi siz, bizden Tanrı'nın azabından herhangi bir şeyi önleyebiliyor musunuz?" Dediler ki: "Eğer Tanrı bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi yakınsak da, sabretsek de farketmez, bizim için kaçacak bir yer yoktur."
Hakkı Yılmaz Onlar, toplu olarak Allah için ortaya çıktılar. Sonra da zayıf olan kişiler, büyüklük taslayan kişilere: “Şüphesiz bizler, sizlere uyan kimseler idik. Peki, şimdi siz, Allah'ın azabından bir şeyi bizden savar mısınız?” dediler. O büyüklük taslayanlar: “Allah, bize kılavuz olsaydı biz kesinlikle size kılavuz olurduk. Bizler sızlansak ya da sabretsek bizim için birdir. Bizim için kaçacak herhangi bir yer yoktur” dediler
Harun Yıldırım (Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin tâbilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da diyecekler ki: "(Ne yapalım) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur."
Hasan Basri Çantay Hepsi toplanıb Allahın huzuruna çıkarlar da zaîfler o büyüklük taslayanlara: «Siz sizin tebeanız (aveneniz) dik. Şimdi siz Allahın azabından (cüz'î) bir şey'i olsun bizden uzaklaşdırıb def edebiliyor musunuz?» derler. Onlar da: «Eğer, derler, Allah bize hidâyet verseydi biz de size elbette doğru bir yol gösterirdik. Şimdi bizler sızlansak da, katlansak da birdir. Bizim için sığınacak hiç bir yer yokdur».
Hayrat Neşriyat Ve (kıyâmet günü onlar) hep birlikte Allah’ın huzûruna çıkarlar da zayıflar, büyüklük taslayanlara der ki: 'Doğrusu biz size tâbi' idik; şimdi siz, Allah’ın azâbından herhangi bir şeyi bizden def' edebilecek kimseler misiniz?' (Onlar da) derler ki: 'Eğer Allah bizi hidâyete erdirseydi, (biz de) sizi elbette hidâyete sevk ederdik. (Artık) sızlansak da sabretsek de bizim için birdir; bizim için kaçıp sığınacak bir yer yoktur!'
İbni Kesir Onların hepsi; Allah'ın huzuruna toplanıp çıkarlar. Zayıflar büyüklük taslayanlara: Doğrusu biz; size uymuştuk. Allah'ın azabından bizi koruyabilecek misiniz? derler. Onlar da: Allah, bizi doğru yola eriştirseydi; biz de sizi eriştirirdik. Şu halde artık sızlansak da katlansak da birdir. Bizim için kaçıp sığınacak bir yer yoktur, derler.
İskender Evrenosoğlu Hepsi Allah'ın huzuruna çıktılar. Ve zayıf (güçsüz) olanlar kibirlenenlere şöyle dediler: “Muhakkak ki; biz size tâbî olduk. Şimdi siz, Allah'ın azabından bir şeyi bizden giderebilir misiniz?” Onlar: “Eğer Allah, bizi hidayete erdirseydi elbette biz de sizi hidayete erdirirdik. Sabretsek de, sabretmesek de bizim için aynıdır. Bizim için kaçacak bir yer yoktur.” dediler.
Kadri Çelik Onların tümü (kıyamette) Allah'ın önüne çıkarlar. Zayıf bırakılmışlar, büyüklük taslayanlara der ki: “Şüphesiz biz size tâbi idik; şimdi siz, bizden Allah'ın azabından herhangi bir şeyi savabilir misiniz?” Derler ki: “Eğer Allah bize hidayet etseydi, biz de sizleri hidayete eriştirirdik. Şimdi yakınsak da sabretsek de fark etmez, bizim için kaçacak hiç bir yer yoktur.”
Mehmet Ali Eroğlu İşte hepsi toplanıp Allah'ın huzuruna çıktılar. Zayıflar büyüklük taslayanlara derler: Biz size tabi olmuştuk şüphesiz kişimdi bizi Allah'ın azabından bir kısmını defeder, Rahatlatabilir misiniz? Onlar da: "Allah bize doğru yolu gösterseydi eğer, Açıkça bizde size gösterirdik. Şimdi yakınıp, sızlansak da kaçacak yer yoktur."
Mehmet Okuyan (Kıyamet gününde) hepsi Allah’ın huzuruna çıkmış (olacak) ve zayıf olanlar kibirlenenlere diyecekler ki: “Şüphesiz ki biz size uymuştuk. Şimdi siz Allah’ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?” Onlar da şöyle diyeceklerdir: “Allah bizi doğru yola ulaştırsaydı biz de sizi doğru yola ulaştırırdık. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Artık bizim için hiçbir sığınak yoktur.”
Muhammed Celal Şems Onlar, hep beraber Allah’ın huzuruna çıkacaklar. Aralarında zayıf (sanılanlar,) büyüklenenlere, “Şüphesiz bizler, arkanızdan yürüyenlerdik. Allah’ın azabından bir kısmını üzerimizden uzaklaştırabilir misiniz?” diyecekler. Onlar (da,) “Allah bize hidayet verseydi, biz (de) mutlaka size hidayet verirdik. Artık sabırsızlık göstersek (de,) sabretsek (de,) bizim için birdir. Bizim için hiç kurtuluş yolu yoktur,” diyecekler.
Muhammed Esed Ve (o Yargı Günü'nde insanların) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacaklar; işte o zaman, zayıf olanlar bir vakitler büyüklük taslamış olanlara: "Bakın, bizler sizin izleyicilerinizdik" diyecekler, "o halde şimdi bizden Allah'ın azabını biraz olsun savabilecek güçte misiniz?" (Ötekiler buna şöyle) cevap verecekler: "Eğer Allah bize (kurtuluş) yolu(nu) gösterirse, şüphesiz, biz sizi de peşimizden sürükleriz; fakat, görebildiğimiz kadarıyla, şimdi artık sızlansak da, (hak ettiğimiz azaba) katlansak da, hepsi bir: bizim için artık kurtuluş yok!"
Mustafa Çevik Hesap Günü geldiğinde, bütün insanlar Allah’ın huzurunda toplanacaklar, işte O Gün zayıflıklarını bahane ederek, güçlü gördükleri kimselere körü körüne uyanlar, arkalarından gittikleri önderlerine şöyle diyecekler: “Biz dünya hayatımızda sizlere tabi olmuştuk, bundan dolayı da bugün azaba çarptırılmaktayız, şimdi sizler bizi Allah’ın azabından biraz olsun kurtaramaz mısınız?” Onlar da kendilerinden yardım talep edenlere şöyle diyecekler: “Şayet Allah bizi hak ettiğimiz bu azaptan kurtarırsa, biz de sizi kurtarırız fakat artık böyle bir kurtuluş bizim için de sizin için de imkânsız. O yüzden ne kadar ağlayıp sızlansak, yalvarıp yakarsak da faydası yok, çoktan iş işten geçti. Artık hiçbirimizin hak ettiğimiz azaptan kurtulabilmemiz mümkün değil.”
Mustafa İslamoğlu Derken, (hesap günü) toptan Allah'ın huzuruna çıkmışlardır. Ve altta kalan zayıflar büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Sahiden biz zamanında size uymuştuk; şimdi siz Allah'ın azabından bir şeyi bizden savabilecek durumda mısınız?" Onlar cevap verecekler: "Eğer Allah bize bir yol gösterseydi, biz de size kılavuzluk ederdik; inleyip sızlasak da (başımıza gelene) sabretsek de, bizim için hepsi bir: artık bizim sığınacak bir yerimiz yok!"
Ömer Nasuhi Bilmen Ve hepsi Allah Teâlâ'nın huzuruna çıkmış olacaklardır. Artık zayıflar, kendilerini büyük görmekte bulunmuş olanlara diyecekler ki: Muhakkak biz size tâbi olmuştuk, şimdi siz Allah'ın azabından bir şeyi bizden bertaraf edebilir misiniz? (Onlar da) derler ki: Allah Teâlâ, bize hidâyet etse idi, elbette sizi hidâyete dâvet ederdik. Bizim için şimdi (fazla mahzun olsak da, sabretsek de) müsavîdir. Bizim için bir sığınacak yer yoktur.
Ömer Öngüt Hepsi Allah'ın huzuruna çıkıp toplanırlar. Güçsüz kimseler büyüklük taslayanlara: “Biz size uymuştuk, sizin bağlılarınızdık, şimdi siz Allah'ın azabından zerrece bir şey olsun savıp bizi koruyabilecek misiniz?” derler. Onlar da: “Eğer Allah bizi doğru yola eriştirseydi, biz de size doğru yolu gösterirdik. Şimdi artık sızlansak da sabretsek de birdir. Kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur. ” derler.
Şaban Piriş Hepsi Allah’ın huzuruna çıkarlar; güçsüzler, büyüklük taslayanlara: -Biz size uymuştuk, Allah’ın azabından bizi koruyabilir misiniz? derler. Onlar da: -Allah bizi doğru yola eriştirseydi biz de sizi eriştirirdik. Artık sızlansak da sabretsek de birdir, çünkü kaçacak yerimiz yok, derler.
Sadık Türkmen Hepsi, Allah’ın huzuruna çıkacaklar! Zayıflar, büyüklük taslayan önderlerine diyecekler ki: “Şüphesiz biz size uymuştuk. Allah’ın azabından bir şey bizden savabilir misiniz?” (Önderleri ise) derler ki: “Allah bize yol gösterseydi, elbette biz de size yol gösterirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de bizim için birdir; bizim için kaçıp sığınacak bir yer de yoktur!”
Seyyid Kutub Tüm insanlar Allah'ın huzuruna çıktıklarında güçsüz halk yığınları, büyüklük taslayan önderlere «Biz size bağlı idik, size uymuştuk. Şimdi Allah'ın bize vereceği azabın herhangi bir bölümünü başımızdan savabilecek misiniz?» derler. Önderler ise güçsüzlere şu karşılığı verirler, «Eğer Allah bizi doğru yola iletseydi, biz de sizi doğru yola erdirirdik. Şimdi feryad etsek de, sabretsek de farketmez. Çünkü kaçıp sığınabileceğimiz bir yer yok.»
Suat Yıldırım Bir de bakarsın kıyamet gününde hepsi toplanarak Allah’ın huzuruna çıkmışlar. Zayıflar büyüklük taslayanlara: "Biz," diyecekler, "Sizlere tâbi idik. Şimdi siz, bize fayda sağlayıp da Allah’ın azabından azcık bir şey uzaklaştırabiliyor musunuz?"Büyüklük taslayanlar şöyle cevap verecekler: "Ne yapalım? Allah bize yol gösterseydi biz de size gösterirdik.Şimdi biz sabretsek de, sızlansak da sonuç değişmez. Anlaşıldı: Bizim kaçıp sığınacağımız bir yer yok!"
Süleyman Ateş Hepsi Allâh'ın huzûrunda göründüler. Zayıflar, büyüklük taslayan(önder)ler(in)e: "Biz size tâbi idik. Şimdi siz, bizden Allâh'ın azâbından (en ufak) bir şey savabilir misiniz?" dediler. (Büyüklük taslayanlar kendilerini ma'zur göstermek için: "Ne yapalım?") dediler: "Allâh bize yol gösterseydi, biz de size yol gösterirdik. Artık biz sızlansak da, sabretsek de birdir; kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur!"
Süleymaniye Vakfı Ahirette hepsi Allah’ın huzuruna çıkarılır. Zayıflar, kendini güçlü görenlere derler ki “Biz size uyan kimselerdik. Allah’ın herhangi bir azabından bizi kurtarabilirsiniz değil mi?” Onlar şöyle derler: “Allah bizi yola getirseydi biz de sizi yola getirirdik. Artık sızlansak da bir, katlansak da... Bizim için de kurtuluş yoktur.”
Tefhim-ul Kuran Onların tümü toplanıp Allah'ın huzuruna (kıyamette) çıktılar da zayıflar (müstaz'aflar) büyüklük taslayanlara (müstekbirlere) dedi ki: «Şüphesiz, biz size tâbi idik; şimdi siz, bizden Allah'ın azabından herhangi bir şeyi önleyebiliyor musunuz?» Dediler ki: «Eğer Allah bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi yakınsak da, sabretsek de farketmez, bizim için kaçacak hiç bir yer yoktur.»
Ümit Şimşek Derken onların hepsi Allah'ın huzuruna çıkarlar. Güçsüz olanları, büyüklük taslayanlara derler ki: 'Biz size uymuştuk. Şimdi bizi Allah'ın azabından biraz olsun kurtarabiliyor musunuz?' Onlar ise 'Allah bize hidayet verseydi biz de size yol gösterirdik,' derler. 'Artık ister feryad edelim, ister sabredelim, bizim için birdir. Sığınacak hiçbir yer yok!'
Yaşar Nuri Öztürk Hepsi toplu halde, Allah'ın huzuruna çıkmış olacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin birer uydunuzduk. Şimdi siz Allah'ın azabından bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz?" Cevap verecekler: "Allah bize kılavuzluk etseydi elbette biz de size kılavuzluk ederdik. Şimdi inleyip feryat etsek de sabretsek de bir. Sığınacak hiçbir yerimiz yok."